Mehmet Yaşar Ulutaş
Güney Florida’da yaşayan Türkler, Amerika Diyanet Merkezi (DCA)’in Florida temsilcisi olduğum ve burada bir camimiz ve imamımız olmadığı için zaman zaman beni arayıp dini meselelerde yardım istiyorlar. Mesleğim mühendislik olmasına rağmen elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum.
Geçen hafta beni hiç tanımadığım bir Türk hanım aradı. Numaramı bir tanıdığımdan almış. Bana annesinin vefat ettiğini ve cenaze için bir imam bulup bulamayacağını sordu. Ben de burada dostumuz olan Suriyeli bir imamdan rica ettim. Sağolsun ricamı kırmadı ve cenaze namazını kıldırmayı kabul etti. Cenazeye toplam katılan sayısı orada görevli olanlardan daha azdı. Nitekim imam dahil 3 kişi kıldık cenaze namazını. Bu durumu anlattığım annem çok üzüldü ve hiç tanımadığı bu hanım için günlerce dua etti.
Aslında bu durum genel değil. Yani tüm müslümanlar böyle çok küçük kalabalıklarla gömülmüyorlar. Örneğin Pakistanlı bir dostumun eşinin cenaze törenine en az 300 kişi gelmişti. Peki fark nereden kaynaklanıyor? Gelin bunu beraber analiz edelim.
– Amerika’ya ilk gelen Türk nesil kendi başına yaşamış ve zaten sayıları az olan diğer Türklerle sosyalleşmemiş.
– Bugün vefat etme yaşlarına gelen nesil 1930’lu ve 1940’lı yıllarda neredeyse devlet rejimi haline gelmiş olan materyalizm ve pozitivizmden oldukça etkilenerek yetişmişler ve İslam ve hayatlarında çok yer almamış. O yüzden cenazeye iştirak geleneğinden uzaklaşılmış.
– Amerika’da iş ve sosyal hayat o kadar hızlı ilerliyorki ölüm hatırımızdan çıkıyor. Hele cenaze hafta içi olursa katılanların sayısı oldukça azalıyor.
Amerika’da yaşayan Türkler olarak birbirimizi tanımamız, dostluklar kurmamız, etrafımızda samimi bir arkadaş halkası oluşturmamız, yani doğamızın gereği olarak sosyalleşmemiz lazım. Sosyalleşme Türk toplumunun gelişimi için de oldukça önemlidir. Unutmayalım ki hangi meslek olursa olsun çevresi geniş olan insanlar daha aktif, daha bilgili ve daha başarılı olurlar. Neticede başarılı Türkler Türk toplumunun gelişimine daha faydalı olurlar.
Yalnızlık sadece Allah’a mahsus bir haslet. Ölüm her an yakınımızda. Allah hepimize hüsnel hatime (güzel son) nasip etsin. Yazımı Candan Erçetin’in ‘Yalan’ şarkısının sözleriyle bitirmek isterim.
Geri döndüren gördün mü geçmişi
Boşa soldurdun o nazlı gençliğ
Bir avuç toprak için yor kendini
Dünyada ölümden başkası yalan