Fogel’in ilk belgeseli “Icarus” da Rus doping skandalını ortaya çıkarmaya yardımcı olmuş, ve Netflix’te yayınlanan bu belgesel, Fogel’in Oscar kazanmasını sağlamıştı. Oscar ödüllü olmasına rağmen geniş akış servisinin olduğu platformlarda yer bulamayan Fogel, nihayetinde “The Dissident (Muhalif) ” isimli filmi için çok daha dar ve akış servisinin yoğun olmadığı bağımsız bir distribütor bulabildi.
“The Dissident(Muhalif)” artık 8 Ocak’ta premium video kanallarından satın alınabilecek ve film uluslararası olarak İngiltere, Avustralya, İtalya, Türkiye ve diğer Avrupa ülkelerinde bir dağıtım ağı aracılığıyla gösterime girecek.
Ulaşılması daha mümkün potansiyel izleyiciye Netflix, Amazon Prime gibi hizmet servislerinden ulaşmaya uzak olan Fogel’e göre, bu platformların amacı güçlünün aşırıklıklarına dikkat çekmek değil, abone tabanlarını genişletmekti.
“The Dissidient(Muhalif)”, Ocak ayında Sundance Film Festivali’nde gıpta edilen bir noktaya ulaştı. Variety bunun “şaşırtıcı bir belgesel gerilim” olduğunu söylerken, Sundance’te kendisiyle ilgili bir belgesel için çalışan Hillary Clinton, sahnedeki bir röportajında “sosyal medyanın nasıl olabileceğini göstermenin ürkütücü derecede etkili olduğunu” söyleyerek insanları filmi izlemeye çağırdı.
Fogel, film yapım aşamasındayken de, aylar sonrasında da, Sundance’e kabul edildiğinde de, Netflix’i haberdar ettiğini söyledi. “Belgeseli görmeleri için ne kadar heyecanlandığımı onlara ifade ettim ve geri hiçbir şey duymadım” dedi. Amazon Stüdyoları da film için teklif vermeyi reddetti, Fogel’in yorum talebine yanıt vermedi. Artık Disney’e ait olan Fox Searchlight ve Parasite filminin distribütörü olan Neon da film için teklif vermedi.
Filmi finanse eden ve yapımcısı olarak görev alan Thor Halvorssen, “Gözlemlediğim şey, şirket kârlarına duyulan arzunun Amerika’nın film kültürünün bütünlüğünü zayıflattığı oldu” dedi. Chapman Üniversitesi’nin film okulu dekanı Stephen Galloway, “Bu tartışmasız bir şekilde politik ve bu hayal kırıklığı yaratıyor, ancak bunlar hayatta kalmak için ölüm yarışındaki devasa şirketler.” Ve ekledi; “Disney’in ya da Apple’ın farklı bir şey yapacağını düşünüyor musunuz? Göz ardı edilmesi zor ekonomik zorunlulukları var fakat bunları ifade özgürlüğü meseleleriyle dengelemeleri gerekiyor.” dedi. Filmin yönetmeni Ryan White, Sony’nin 2014 yılında hacklenmiş olmasına atıfta bulundu ve onlar veya alt kademeleri için yıkıcı olabilecek bir şekilde saldırıya uğrayabileceklerine değindi.
Fogel, “Icarus çıktığında Netflix’in 100 milyon abonesi vardı “dedi. (Netflix şu anda dünya çapında 195 milyon aboneye sahip.) “Ve David Fincher’ın, Martin Scorsese’nin, Alfonso Cuarón’un onlarla film yapmasını sağlamak için av içindeydiler. Bu yüzden ödül kazanabilecekleri bir filmleri olması onlar için çok önemliydi.” dedi.
“The Dissident(Muhalif) ” için sonuç ideal olmadı, ancak Fogel hala insanların filmi izleyeceğini umuyor ve Netflix’i sevdiğini, harika ‘Icarus’ deneyiminin ardından kendisini Netflix ailesinin bir parçası olarak gördüğünü, fakat ne yazık ki, Netflix’in Rusya ve Putin’e tutkuyla karşı çıkan, birkaç yıl önceki şirket ile aynı olmadığını düşünüyor.
Komedyen Hasan Minhaj’da Netflix’te yayınlanan Patriot Arc programında, Arap Dünyasının ihtiyaç duyduğu reformcu olarak nitelendirilen Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın, Kaşıkçı’nın ölümünden sonra bu imajının yıkıldığına değinmişti. Sonrasında ise program Netflix’ten kaldırıldı.
Zeynep Görünmek – Forum USA