Mehmet Yaşar Ulutaş
Bilgisayarla tasarlanmış 3 boyutlu nesneleri katı ve somut nesnelere dönüştüren makinelere 3D Yazıcı deniyor. Bu laboratuvarlarda çeşitli boyutlarda ve çeşitli malzemelere göre üretim yapan 3D yazıcılar var. Yazıcılarda daha çok titanyum alaşım, seramik ve başka özel malzemeler kullanılıyor. Bu laboratuvarların sponsorluğunu hepimizin çok iyi tanıdığı tıp ve hijyen malzemesi üreticisi olan Johnson & Johnson firması yapıyor. Araştırmada elde edilen neticeler ve buluşlar bu firmaya gidiyor.
3D Yazıcılar şu anda en çok tıp ve uzay araştırma ve uygulamalarında kullanılıyor. Örneğin Uluslararası Uzay İstasyonunda astronotların ihtiyacı olan aletleri üretmek için 3D yazıcı var. Ama benim asıl anlatmak istediğim tıp alanında kullanımı ki bunları şöyle örneklendirebilirim. Diyelimki:
– Vücudunuza platin takılması gerekiyor. Önce sizin Platin takılacak bölgenizin CT ve MRI taraması yapılıyor. Ardından sizin vücudunuzun kıvrımlarına özel parça üretiliyor 3D yazıcı ile. Dolayısıyla platin parça vücudunuza tam oturuyor.
– Kemik kanseri olan bir hasta var. Yine CT ve MRI taraması yapılıyor. Ardından kanserli olan kemik kesitleri kesiliyor. Bu yerlere yine sizin kemik yapınıza uygun kemik üretiliyor 3D yazıcı ile. Üretilen parça kesilen yerlere yerleştiriliyor. Allah’ın bize verdiği bu harika vücudumuz zamanla kesik bölgeyi doldururken 3D yazıcı ile yerleştirilen parça ise eriyor.
– Kalbiniz artık vazife görmüyor ve değişmesi lazım. Yine önce CT ve MRI taraması yapılıyor mevcut kalbinizin. Ardından 3D Yazıcı size yapay kalp üretiyor. Bu kalbin üzerine size ait canlı dokular yerleştiriliyor. Canlı dokunuz zamanla yapay kalp malzemesini absorbe ediyor ve bir süre sonra size ait dokulardan oluşan 0-kilometre kalbiniz oluyor. Şu anda Amerikan Gıda ve İlaç Bakanlığı tarafından testlere tabi tutulan bu yöntemin önümüzdeki 15 sene içerisinde kabul edilmesi bekleniyor.
3D Yazıcı ile üretilmiş bir böbrek geçen sene bir bebeğe implant yapılmış ve gayet iyi çalışıyor. Bu müthiş örnekler ışığında şunu diyebilirimki daha önce filmelere konu olan ve bilim kurgu olarak görülen bu tip yöntemler artık sadece 15-20 sene uzağımızda. Artık organ bağışı için beklememize gerek kalmayacak. Şaka gibi geliyor ama belki 20-25 sene sonra bir hastaneye gidip “ben yeni bir kalp alayım, hatta hazır açmışken karaciğeri de yenileyelim” diyebileceğiz.