No Result
View All Result
Forum USA
Advertisement
  • Anasayfa
  • ABD
  • DÜNYA
  • TÜRKİYE
  • EKONOMİ
  • KÜLTÜR – SANAT
  • SPOR
  • YAŞAM
  • TEKNOLOJİ
  • TÜRK TOPLUMU
  • RÖPORTAJ
  • Yazarlar
  • Anasayfa
  • ABD
  • DÜNYA
  • TÜRKİYE
  • EKONOMİ
  • KÜLTÜR – SANAT
  • SPOR
  • YAŞAM
  • TEKNOLOJİ
  • TÜRK TOPLUMU
  • RÖPORTAJ
  • Yazarlar
No Result
View All Result
Forum USA
Anasayfa DÜNYA

“Çözüm” de kördüğüm

4 Ağustos 2015
“Çözüm” de kördüğüm
Share on FacebookShare on TwitterShare on WhatsappShare on LinkedinShare on Email
Suruç katliamının ardından Türkiye’de bir süredir bıçak sırtında yürüyen “Çözüm Süreci” ülke gündemine tekrar oturdu. DAEŞ ile bağlantılı canlı bomba saldırısı sonucu 32 kişinin hayatını kaybettiği 100 kişinin yaralandığı katliamda AK Parti hükümetinin sorumluluğu olduğunu öne süren PKK, silahlı eylem başlattı. PKK’nın üstlendiği polis ve asker cinayetleri Türk ordusunu harekete geçirirken, çözüm bekleyen barış süreci de kördüğüm oldu. Şimdi herkesin aklında aynı sorular var: Çözüm süreci bitti mi? Bugüne kadar süreç başarılı olarak yürütülebildi mi? Bu noktadan sonra süreç tekrar devam edilebilir mi?
148
Çözüm süreci ya da barış süreci, Türkiye’de uzun yıllardan beri devam eden Kürt sorununu çözmeye yönelik Ak Parti Hükümeti hatta bizzat, zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatıldı. Resmi olarak süreç “16 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de ‘’Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun’’ adıyla yayınlanarak kanunlaşsa da Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Kürt sorununu çözmek için hükümetin İmralı’da hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyurması ve sonrasında yapılan pazarlıklar “Çözüm Süreci” olarak adlandırıldı.
Süreç nasıl yürütüldü?

150

Çözüm sürecini başından beri önemli tartışmalara neden oluyordu. En büyük tartışmalardan biri de Kürt parlamenterler ve Hükümet’in İmralı ile görüşmesi konusu üzerinde oldu. Buradan çıkan sonucun Kandil’e iletilmesi rotası yıllarca terörden zarar görmüş halkı tedirgin edegeldi. Ancak Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler ve süreçle birlikte terör saldırılarının nerede ise sıfıra inmesi 90’lı yıllardaki gibi şehit verilmemesi, sürece karşı çıkanların sesini de minimuma indirmişti. Süreci destekleyenler kadar, karşı çıkanlar da oldu. Süreç oldukça zor şartlarda yürütülüyor en ufak olay, süreci bıçak sırtına taşıyordu. Süreçteki kırılma noktaları ise şunlar oldu:

Hatırlanacağı üzere 2014’te Kobani’deki DAEŞ olaylarını kınamak üzere HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ “Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bundan böyle her yer Kobani’dir” şeklinde yazılı açıklama yapmış, Demirtaş ise “sokağa çıkın” çağrısında bulunmuştu. Demirtaş’ın bu eylem çağrısı sonunda, 19- 20 kişi öldü…Yaralılar ve fırsatçıların mal yağmaları da ülkede bir dönem karışıklığa sebep oldu. Ayrıca Diyarbakır’da 6-7 Ekim’de gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü ve 3 arkadaşı, kurban eti dağıtırken hunharca katledilmişti. Bu gibi olaylar milletin vicdanında derin yaralara neden oldu ve Çözüm Süreci’nin sorgulanması ve eleştirileri halk tarafından yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.

Doğu ve Güneydoğu ‘Çözüm Süreci’ ile nispeten huzur ortamına kavuştu diye düşünülürken 2015 seçim sürecinde tekrar karıştı. Seçim öncesinde vatandaşın iradesini etkilemeye yönelik tehdit ve baskılar yapıldığına dair haberler gelmeye başladı.
Bir yandan da Suriye’deki iç savaş PYD, PKK ve DAEŞ’in hakim güç olmasının Türkiye sınırlarını nasıl etkileyeceği stratejik önem taşıyor. Suriye’deki iç karışıklıktan faydalanmak isteyen Demokratik Birlik Partisi (PYD) Suriye’nin kuzeyinde hakimiyeti ele geçirmek hedefinde. PYD’nin Kuzey Irak petrollerinin Akdeniz’e taşınmasını sağlayacak bir hattın oluşmasını sağlamayı amaçladığı ve bu planla, Kerkük-Yumurtalık hattının yanı sıra ikinci bir petrol boru hattının da bitmek üzere olduğu bilgisi var. Bu planla Güneydoğu’da bir ‘Kürt Koridoru’ açılarak Türkiye’nin devre dışı bırakılacağı ve sınırda Türkiye’ye karşı tehditlerin artması sürecin bitmesine işaret edilen sebeplerden bir diğeri olarak konuşuluyor.151

Tüm bu yaşanan acı olaylar ise ülkedeki tansiyonu yükseltti ve Çözüm Süreci ile ilgili ardı arkası gelmeyen açıklamalar Türkiye’nin gündemine oturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan Davutoğlu ve HDP Eş Başkanı Demirtaş’ın süreçle ilgili açıklamaları şöyle oldu:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:
“Milli Birlik Beraberlik ve
Kardeşlik çözüm sürecinin çok önde ve zengin bir başlıktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin ziyareti sonrasında yaptığı basın açıklama- sında gazeteciler tarafın- dan sorulan “Çözüm süreci sizce bitti mi, devam edecek mi; edecekse hangi şartlar altında devam edecek?” şeklindeki soruya cevaben şunları söyledi: “Malum; ‘Demokratik Açılım’ olarak biz bu süreci başlattık ve bu hüküme- timizin samimi niyetiydi ve mesafe aldıkça olayı ‘Millî Birlik Ve Kardeşlik Projesi’ olarak zenginleştirdik. Bu adımı attığımız andan itibaren de ‘akil insanlar’ çalışmalarını başlattık ve Anadolu’nun dört bir yanına sağ olsun katılan her düşünceden temsilcilerin katılımıyla Anadolu’nun nabzını yokladık. Tabi bundan rahatsız olanlar oldu, destekleyenler oldu. 30 Mart yerel seçimlerine, bütün bunlara giderken Çözüm Süreci’nin istismarını gördük. Çözüm Süreci istismar edildi. Çözüm Süreci, 30 Mart’ta Başbakan olarak partimin başındaydım, maalesef karşılığını bulmadı ve daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Dolayısıyla bu hasarla birlikte artık ortada bir gerçek var; bu ülkede millî birliğimize, kardeşliğimize kastedenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek öyle zannediyorum ki mümkün değil. Olması gereken nedir? Millî birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik, zaten çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan, içeriği zengin bir başlıktır. Bununla bu ülkede 78 milyon vatan evladı bugüne kadar verilmiş olan haklar neyse bu hakları aynen kullanacaktır, burada herhangi bir geri adım zaten söz konusu değildir. Yani bu ülkede ret ve inkâr politikalarını, asimilasyon politikalarını ayaklar altına alan, bütün altyapı, üstyapı yatırımlarını yapan, hak ve özgürler noktasında hiçbir iktidarın veremediklerini veren bizim iktidarımız olmuştur ve şu anda da yine bu süreç aynen devam etmektedir. Ama bunun lafını yapıp uygulamaya gelince acımasızca tehditlerle sandıklar silahların gölgesinde işlev görmeye kalkarsa bunun adı demokrasi olmaz. Biz demokrasinin gerçekten aklın, aklıselimin egemen olduğu bir ortamda sağlıklı bir şekilde yürüyeceğine inanıyoruz. Aklıselimin egemen olmadığı bir ortamda demokrasi olabilir mi? Olamaz. Orada işte görüldüğü gibi bu tür çılgınlıklar oluyor, bu tür çılgınlıkların bedeli de maalesef çok çok ağır oluyor.”
 
Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: “Kararvereceklerse bugün karar günüdür”
“Çözüm süreci bizim için tarihi ve stratejik bir süreçtir. Türkiye’deki silahlı örgütlerin ülkeyi terk etmesi aşamasına gelinmişti. Biz gereken adımları attık. 2013 Mayıs’ında ülkeyi terketmesi gereken siyasi unsurlar daha da silahlanma, güçlerini arttırma yoluna gittiler. Artık silahsızlanmanın olması gerektiğini vurguladık. Bu unsurlar demokratik seçimlere de müdahale etme yoluna girdiler. Sürecin devamı konusundaki çalışmalarımızdan hiçbir taviz vermeyeceğiz. Çözüm sürecini istismar edenlere tavrımızı ortaya koyacağız. HDP vekilleri çatışmasızlıktan bahsediyor. Son derece samimiyetsiz açıklamalar bunlar. Koalisyon görüşmemizde de onlara söyledim. Silah mı, barış mı? 2 polisimiz hunharca şehit edilecek, HDP yetkilileri bir şey söylemeye cesaret edemeyecek, karar vereceklerse bugün karar günüdür. HDP şiddete karşıysa bunu sözle değil eylemleriyle göstersin. Biz şefkat ve kudreti aynı ölçüde benimseyen bir anlayışa sahibiz.”
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: “Elinizi tetiklerden çekin, bu iş masada çözülsün’
“Son 3 yıldır ağır aksakta olsa devam eden çözüm sürecinin tekrar başlaması lazım. Konuşmak incitici, onur kırıcı bir şey değildir. PKK için de değildir. Teslim ol çağrıları yapmak yerine masaya davet etmek daha insani, vicdanidir. Türkiye toplumu olarak taraflara “Derhal elinizi tetiklerden çekin, bu iş masada çözülsün’ demeliyiz. Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açmak çözümün parçasıdır. Çözüm süreci erken seçimi beklemeyecek kadar naziktir. Geçici hükümet savaş kararı alıyor da barış kararı alamıyor mu? Beklememek lazım. Her gün canlarımız gidiyor. Bundan daha acil bir şey olabilir mi? Bütün anaların eli yüreğinde.”
Türkiye’de yaşanan gelişmeler Türkiye’nin konumu gereği dünya gündemine de düştü. Amerika ile yapılan güvenli bölge anlaşması ile DAEŞ’e karşı ortak hareket etme kararı Amerika gündeminin de ilk sıralarında yer alıyor. Türkiye’nin hem DAEŞ ile hem de PKK ile mücadele ettiği kritik dönemde Çözüm Süreci’nin gidişatını uzmanlara sorduk:
RAND Kurumu adlı düşünce kuruluşunun Avrupa Güvenliği Masası Şefi Stephen Larrabee:
Çıkarılmış olan kanun, Erdoğan’ın olaylara yaklaşımını gösteriyor ve iç siyaset tarafından yönetiliyor. Erdoğan’ın umudu, terör olaylarını vurgulamak, milli egemenliğe dikkat çekip, ve bunların sayesinde oy toplayıp, iktidarı tek başına yönetmektir. Bu hedefine ulaşırsa, asıl isteğine ulaşmış olacak. Erdoğan meclisi güçlü bir başkanlık sistemine dönüştürmek istiyor.
DAEŞ her geçen gün daha da güçleniyor. Erdoğan’ın isteği, Esad’ı iktidardan indirmek. DAEŞ sorunu onun için ikinci planda. Eğer son 18 ayda Türkiye IŞİD’i sınırlarından uzak tutmayı ve onları biraz daha ciddiye almayı başarabilseydi, Türkiye şu an çok daha güçlü bir pozisyonda olurdu. Erdoğan’ın birinci olan Esed planı tutmayınca, Türkiye’nin DAEŞ’e karşı daha güçlü durması için, Amerika ile İncirlik Hava Üssü anlaşması yapıldı.
Şu an Türkiye 4 ana problemle karşı karşıya: 1) DAEŞ’in artan gücü, 2) PKK terörü, 3) Esad’a karşı olan Suriye’deki Kürtlerin artan gücü 4) Türkiye’deki koalisyon ortamı.
Eğer koalisyon gerçekleşmezse, büyük ihtimalle AKP tekrar iktidara gelecek ve Erdoğan kendi gücünü artırmak adına, meclisi güçlü bir başkanlık sistemine çevirecek. Eğer bu belirttiğim şeyler gerçekleşirse, DAEŞ’in gücü azalmasına rağmen, Türkiye’nin karışması kaçınılmaz olacak. Eğer Erdoğan kendi gücünü artırıp, başkanlık sistemini kurarsa, Türkiye’de demokrasi yavaş yavaş sonlanır.
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Wilson Center’da Kıdemli Uzman Bülent Aras:
Türkiye’nin DAEŞ’e karşı tüm imkan ve olanakları ile giriştiği savaş kaçınılmaz bir durumdu. Ankara kritik bir kararla terör yapısına karşı Amerika’nın liderliğindeki koalisyonunun yanında yer alırken, aktif bir şekilde savaşa katılmaktan imtina etmişti. Bu durumun temel sebebi DAEŞ’e karşı tek başına bir kara operasyonuna girişmek zorunda kalmak istememesiydi. Ancak Suruç saldırısından sonra Türkiye DAEŞ hedeflerini sınırın ötesinden tank ateşi ile ve havadan savaş uçakları ile vurdu. Aynı anda Amerika ile görüşmeleri neticesi İncirlik Hava Üssü DAEŞ’e karşı savaşta kullanılmak üzere koalisyon güçlerine açıldı. Mücadelenin kararlılığını gösteren fiili bir “güvenli bölge” üzerinde anlaşıldı ve Ankara net bir şekilde sınırlarından DAEŞ’i uzaklaştırmaya kararlı olduğunu, müttefiklerini yanına aldığını ve aktif şekilde terör yapısına karşı savaşacağını gösterdi.
DAEŞ hedeflerini vuran savaş uçakları aynı zamanda Kuzey Irak’ta PKK kamplarını hedef aldı. Ülke içindeki PKK yapılanmasına operasyon düzenlendi ve yüzlerce insan tutuklandı. 2013’ten bu yana süren ateşkes ve barış süreci bir anlamda askıya alındı.
Türkiye, İmralı’da yatan Abdullah Öcalan ile yürüttüğü müzakere ve silahların bırakılması konularında, beklenen barış süreci işlevini sürdüremeyecek hale geldi. Türkiye’nin PKK müdahaleleri, PKK’nın sivil ve güvenlik personelinin olduğu hedeflere saldırıları ile başladı.

Suriye’nin kuzeyini DAEŞ bölgeleri dışında fiilen kontrolünde tutan PYD yapılanması, PKK ile irtibatı dolayısıyla Türkiye ile bir güven sorunu yaşıyor. İlginç şekilde Türkiye’nin DAEŞ’e saldırısı PYD için olumlu bir gelişme iken, PKK hedeflerini vurması düşmanca algılandı. PYD bu bölgede DAEŞ’e karşı karadan savaşta en etkili grup ve bu sebeple ciddi Amerikan yardımı alıyor. Nitekim Washington’da Türkiye’nin PKK’yı hedef alması DAEŞ’e karşı koalisyonu zayıflatabilecek bir hamle olduğu spekülasyonları yapılmaya başlandı.
Türkiye, Amerika ve Kürtler için en iyi formülün, Türkiye’de barış sürecinin yeniden canlanması, PYD ile Ankara arasında bir yakınlaşmanın olmasıdır. Bu yönde Washington’da bir irade var. Başbakan Davutoğlu, PYD’ye karşı farklı bir çizgi olabileceğinin sinyallerini verdi. En iyi senaryoya ulaşmanın anahtarı PKK’nın ateşkes ile barış iradesini ortaya koyması, Ankara’nın ise PKK’nın silahsızlanması ile sonuçlanacak süreçte inisiyatif almasıdır. Nitekim Amerika’nın PKK’ya karşı Türkiye’nin mücadelesine destek vermesi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin PKK’nın topraklarından çıkmasını istemesi şeklindeki rasyonel çıkışı, bir ortak zemin olduğunu gösteriyor.
153
“Çözüm Süreci”inin önemli noktaları 

2013: 
23 Şubat: BDP Grup Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder
ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan İmralı Adası’na gidip Öcalan ile görüştü. Adalet Bakanlığı’nın özel izniyle adaya giden delege PKK lideri Öcalan’ın barış için önerdiği yol haritasını kendisinden dinledi. Öcalan BDP heyetiyle Kandil’e, PKK’nın Avrupa ayağına ve kamuoyuna bir mektup gönderdi.
21 Mart: Hükümet ile aylarca süren görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan’ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Nevruz kutlamaları çerçevesinde Diyarbakır’da okun- du. Mektup PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye topraklarından çekmesinin ve ateşkesin başlangıcı oldu.
29 Mart: Erdoğan, Türkiye topraklarını terk eden PKK üyelerinin herhangi bir çatışma yaşanmaması için sınırdan geçerken silahları bırakmaları gerektiğini söyledi.
3 Nisan: Hükümet çözüm sürecini halk nezdinde tanıtmak ve teşvik etmek için “Akil Adamlar” adı verilen bir komisyon kurdu.
8 Mayıs: PKK üyeleri Türkiye topraklarını terk etmeye başladı. Çözüm süreciyle ilgili olarak kurulan meclis komisyonu ilk kez toplanarak kamuoyunu süreçle ilgili daha çok aydınlatacaklarını bildirdi.
1 Ekim: Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketini açıkladı. Pakette çözüm süreciyle ilgili farklı dilde eğitim, seçim barajında değişiklik, eski köy isimlerinin verilmesi, öğrenci andının kaldırılması, “x, w, q” harflerinin kullanılabilmesi gibi yenilikler olduğu belirtildi.
16 Kasım: 37 yıldır ülkesinden uzakta yaşayan Urfalı sanatçı Şivan Perwer ve Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı Mesut Barzani Diyar- bakır’da buluştu. Barzani, çözüm sürecine destek mesajları verdi.
17 Aralık: Diyarbakır Büyükşehir Belediye- sine Türkçe ile birlikte Kürtçe “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi” yazılı yeni bir tabela eklendi.
2014:
9 Haziran: Diyarbakır Lice’de gösteri yapan bir grup, 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nın arka kapısının olduğu bölgedeki duvardan atlayarak kışla içinde direkteki Türk bayrağını indirdi.
16 Temmuz: 11 Temmuz’da TBMM’den Cumhurbaşkanı onayına gönderilen çözüm süreci ile ilgili kanun 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaştı.
20 Ağustos: MİT Müsteşarı Hakan Fidan İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü.
7 Ekim: HDP, DAEŞ tarafından kuşatılan Suriye’deki Kobani kenti için “Kobani’ nin düşmesi durumunda çözüm sürecinin biteceğini” belirtti.
8-9-10 Ekim: Yurt genelinde DAEŞ ve Kobani protestoları sonucunda toplam 34 kişi hayatını kaybetti. Bingöl İl Emniyet Müdürü’ne yönelik silahlı saldırıda, Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir baş komiser hayatını kaybetti. Yurt genelinde ‘terör örgütü adına suç işlemek’, ‘kamu görevlilerine direnmek’, ‘mala zarar verme’ ve ‘yağma’ suçlamalarından 112 kişi tutuklandı. Abdullah Öcalan, Kobani ile çözüm sürecinin ayrılmaz bir bütün olduğunu söyledi.
11 Ekim: KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Kobani ve Türkiye’de yaşananlardan hükümeti sorumlu tuttu ve Meclis’ten geçen tezkerenin bir savaş ilanı olduğunu, bu nedenle de çektikleri bütün birlikleri Türkiye’ye geri gönderdiklerini söyledi.
25 Ekim: Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde PKK’nın saldırısına uğrayan 3 asker hayatını kaybetti.
2015:
10 Ocak: TRT 6’nın adı TRT Kürdi olarak değiştirildi.
28 Şubat: HDP ve AK Parti hükümet sözcüleri ortak bir açıklama yaparak PKK’yı silahları bırakmaya davet etti. Öcalan’ın PKK’ya olağanüstü kongre çağrısı yaptığı ve bu kongre sonunda “Silahlı mücadelenin, yerini, demokratik siyasete bırakmasının” istendiği duyuruldu.
8 Mart: Hükümet GAP Eylem Planı’nı açıkladı. Planda, tarımdan turizme, eğitimden sağlığa, Güneydoğu Anadolu bölgesinin kalkınması için 26.7 milyar değerinde toplam 115 proje duyurusu yapıldı.
20 Temmuz: Suruç’ta DAEŞ militanları tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 32 kişi yaşamını yitirdi 103 kişi yaralandı.
20 Temmuz: Adıyaman’da PKK’lılar ile askerler arasındaki çatışmada Uzman Onbaşı Müsellim Ünal şehit oldu.
22 Temmuz: Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar evinde şehit edildi.
23 Temmuz: Kilis’in Elbeyli ilçesinde DAEŞ militanlarının düzenlediği saldırıda Astsubay Yalçın Nane şehit oldu. 2 asker de yaralandı.
23 Temmuz: Diyarbakır’da polis memuru Tansu Aydın şehit oldu.
25 Temmuz: Diyarbakır’da düzenlenen saldırıda Jandarma Kıdemli Başçavuş İsmail Yavuz ve Uzman Jandarma Çavuş Mehmet Koçak şehit oldu.
26 Temmuz: İstanbul Gazi Mahallesi’nde polis memuru Muhammet Fatih Sivri şehit oldu.
27 Temmuz: Muş’un Malazgirt ilçesinde Binbaşı Arslan Kulaksız şehit edildi. Eşi de kolundan hafif yaralandı. 27 Temmuz: Van’da zırhlı araca düzenlenen saldırıda 1 asker yaralandı.
28 Temmuz: Şemdin’de astsubay Ziya Sarpkaya ilçe merkezinde uğradığı saldırıda şehit oldu.

Etiketler: ahmet davutogluAMERİKABülent ArasÇözüm SürecidaeşfrontkürtpkkpydRecep Tayyip ErdoganSelahattin DemirtaşStephen LarrabeeTürkiye

İlgili Haberler

CIA Başkan adayı William Burns, İran nükleer anlaşması için kapalı kapılar ardındaki müzakerelere öncülük etti
ABD

CIA Başkan adayı William Burns, İran nükleer anlaşması için kapalı kapılar ardındaki müzakerelere öncülük etti

12 Ocak 2021
BAE ve Washington arasındaki F-35 anlaşması Trump ayrılmadan tamamlanabilir
DÜNYA

BAE ve Washington arasındaki F-35 anlaşması Trump ayrılmadan tamamlanabilir

10 Ocak 2021
Kongre, Joe Biden’ın başkanlığını resmen onayladı
ABD

Kongre, Joe Biden’ın başkanlığını resmen onayladı

7 Ocak 2021
Trump, Mike Pence’in cesarete sahip olmadığını söyledi
ABD

Trump, Mike Pence’in cesarete sahip olmadığını söyledi

7 Ocak 2021
Sıradaki Yazı
Miraj Akademi’den yüzde yüz başarı

Miraj Akademi’den yüzde yüz başarı

Please login to join discussion
  • Green Card başvuruları ne zaman? | Green Card başvurusu nasıl yapılır?

    Green Card başvuruları ne zaman? | Green Card başvurusu nasıl yapılır?

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • ABD’de yaşayan Türk kız öğrenci 16 yaşında Yale’den tam burs aldı

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Green Card başvuruları için sürpriz gelişme

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Amerika’da emeklilik | ABD’de nasıl emekli olunur?

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • ABD’den Türkiye’ye gidecek yolcular dikkat! İstanbul Havalimanından açıklama geldi

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
Forum USA

Amerika’daki Türklerin gazetesi FORUM USA, 2003 yılının Haziran ayından bu yana aralıksız yayınlanıyor. Forum USA, profesyonel gazetecilik eğitimi ve tecrübesi olan güçlü kadrosu, konusunda uzman yazarları ve kaliteli gazete tasarımıyla Amerika’daki Türk medyasının öncülüğünü yapıyor.

  • 12.5k Fans
  • 7.7k Followers
  • 31 Followers

KATEGORİLER

  • ABD
  • ABD – YEREL
  • AİLE VE ÇOCUK
  • BESLENME- GIDA
  • BİLİM
  • ÇEVRE
  • CORONA
  • DİJİTAL FORUM
  • DİN VE İNSAN
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • ENGLISH
  • FESTİVALLER – ŞENLİKLER
  • FORUM DÜŞÜNCE
  • GALERİ
  • GÜNDEM
  • İLANLAR
  • KÜLTÜR – SANAT
  • PHOTO GALLERY
  • RÖPORTAJ
  • SAĞLIK – YAŞAM
  • SANAT
  • SİNEMA – TİYATRO – TV
  • SOSYAL MEDYA
  • SPOR
  • TEKNOLOJİ
  • TURİZM
  • TÜRK TOPLUMU
  • TÜRKİYE
  • VIDEO GALLERY
  • YAŞAM
  • YAZARLAR
    • Ayşe Göktürk Tunceroğlu
    • Gülzade Oktay
    • Hayrettin Turan
    • Konuk Yazar
    • Mustafa Tuncer
    • Prof. Dr. Birol Akgün
    • Prof. Dr. Faruk Şen
    • Prof. Dr. İhsan Isık
    • Prof. Dr. Muhsin Kar
    • Robert Bonsignore
    • Said Arvas
    • Subegüm Bulut
    • Timur Akpınar
    • Ural Yeşil
    • Üstün Yüksel
    • Zakir Avşar
  • YEREL YÖNETİMLER
  • Yayınlanmış Gazete Baskıları
  • Hakkında
  • Gizlilik Politikası
  • İletişim

Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Forum USA Turkish American Newspaper

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • ABD
  • DÜNYA
  • TÜRKİYE
  • EKONOMİ
  • KÜLTÜR – SANAT
  • SPOR
  • YAŞAM
  • TEKNOLOJİ
  • TÜRK TOPLUMU
  • RÖPORTAJ
  • Yazarlar

Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Forum USA Turkish American Newspaper

Bu web sitesi tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanmaya devam ederek, kullanılan çerezlere izin vermiş oluyorsunuz. Gizlilik Politikamızı ziyaret edin.