Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı (YTB) Abdullah Eren ile koronavirüs sürecini konuştuk. Kurum olarak koronavirüs sürecindeki çalışmaları ile ABD’deki Türklerin merak ettiği tahliye uçuşlarını, karantini sürecini ve Türkiye’de tedaviyle ilgili sorularını yönelttik. YTB Başkanı Eren ile ayrıca 10. yılını kutlayan YTB’nin çalışmalarını ve bundan sonraki planları konuştuk.
Röportaj: Anıl Sural – Forum USA
Öncelikle okuyucularımız için kendinizi tanıtmanız mümkün müdür?
Adım Abdullah Eren. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) kurumunun bir buçuk yılı aşkın süredir başkanlık görevini yürütmekteyim. Aslen Batı Trakyalıyım. Yüksek lisans dönemim, askerlik hayatım ve Ankara’daki görev sürelerim haricinde hep İstanbul’da yaşadım. Yaklaşık 5 yıldır da çeşitli görevlerimden ötürü Ankara’dayım. Lisans ve yüksek lisans öğrenimimi sırasıyla Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünde ve Londra-Westminster Üniversitesi Diplomasi Çalışmaları alanında tamamladım. Özel sektördeki çeşitli faaliyetlerimden sonra Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda (SETA) araştırmacı olarak akademik çalışmalarda bulundum. Akabinde de sırasıyla Başbakan Özel Kalem Müdür Yardımcısı ve Başbakan Müşaviri ile Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevlerini ifa ettim. 2018 yılında da Cumhurbaşkanlığı kararıyla şu anki görevime atandım. STK faaliyetlerini de önemseyen biriyim. Bu kapsamda geçmişte Balkanlarla ilgili çeşitli STK’larda bulundum.
YTB’yi tanımak gerekirse neler söyleyebilirsiniz? YTB’nin çalışma alanları neler?
YTB, Türkiye’nin son yıllarda dış politikada ortaya koyduğu aktif tutum ve geniş perspektifin doğrudan bir yansıması olarak 6 Nisan 2010 tarihinde kuruldu. Esasen Türkiye’nin diaspora kurumu olduğunu söyleyebiliriz YTB için. Bununla beraber kurulduğu günden bugüne YTB, yurtdışındaki vatandaşlarımız, kardeş topluluklarımız ve Türkiye’de öğrenim gören uluslararası burslu öğrencilerimiz olmak üzere üç ana faaliyet alanında çalışmaları koordine etme, bu alanlarda ortaya konan hizmet ve projeleri geliştirme görevini üstlenmiştir.
Başkanlığımız, Türkiye’nin en genç kurumlarından olmasına rağmen 10 yıllık süreçte sorumlu olduğu üç görev alanında da ortaya koyduğu çalışmalarıyla gerek yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızla gerekse kardeş topluluklarla ilişkilerin güçlendirilmesinde, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak daha yakın ilişkilerin tesis edilmesinde önemli pay sahibidir. Anne ve babalarının, ülkelerinin ve dahası ülkelerinin geleceğinin bizlere en kıymetli emaneti olan Türkiye Burslusu öğrencilerimiz ise; dünyanın dört bir yanındaki gönüllü elçilerimiz olmakta; ülkelerimiz arasındaki ilişkilere güçlü katkılar sunmaktadır.
Dünyanın farklı birçok ülkesindeki diasporaya bu Korona sürecinde Türkiye’ye dönmesi için tahliye uçakları seferber edildi/ediliyor. Bu süreç içerisinde Türkiye’ye geri dönen vatandaşlarımız orada nasıl bir sürece tabi tutulacak? Karantinaya alınacaklar mı?
Korona süreci maalesef tüm insanlığı etkiledi. Bireyler bu süreçte çeşitli önlemler alırken; ülkeler de bu önlemlerin hayata geçirilmesinin yanında vatandaşları için çok daha büyük faaliyetlere girişti/girişmeye devam ediyor. Türkiye de bu doğrultuda vatandaşlarına yönelik önlem ve faaliyetler için dünyada ilk olarak harekete geçen ülkelerden oldu. Bu süreçte Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla ve ilgili kurumlarımızın koordinasyonu ile tahliyeler yapılageldi. Neticede süreç kapsamında şu ana dek 100’ü aşkın ülkeden 60 binden fazla vatandaşımız Türkiye’ye getirildi.
Koronavirüs ile mücadele kapsamında hepimizin malumu önemli kurallar oluşturuldu. Bu kurallardan en kritik olanlarından bir tanesi karantina süreci. Türkiye dünyanın diğer ülkelerindeki örneklerde de olduğu gibi yurt dışından gelen vatandaşlarımıza yönelik bir karantina süreci uyguladı. Bu karantina sürecinde vatandaşlarımız ihtiyaçları da temin edilerek uygun şekilde devletimizin yurtlarında hijyen ve konfor açısından yüksek standartlara sahip olarak kalıyorlar. Dolayısıyla süreç içerisindeki tahliyelerle Türkiye’ye gelen/gelecek vatandaşlarımız bu karantina uygulamasına tabi tutulacaktır.
Türkiye’ye dönen vatandaşlarımızın muhtemelen büyük bir kısmında herhangi bir sağlık güvencesi olmayacak; korona tedavisi görmeleri gerekirse kendileri faturalandırılacak mı?
Türkiye Koronavirüs ile mücadele sürecinde son yıllarda sağlık sisteminin güçlendirilmesi noktasında attığı adımların ne kadar doğru olduğunu müşahede etme fırsatı da buldu aslında. Bu husus, süreç içerisinde diğer ülkelerin Koronavirüs’ün tespit ve tedavi uygulamalarına bakıldığında daha açık bir şekilde ortaya çıktı. Türkiye’de Koronavirüs için tespit ve tedavi için herhangi bir faturalandırma söz konusu değil. Sosyal devletin önemli bir işlevini sağlık başta olmak üzere Türkiye’nin bu süreçte net örneklerle yerine getirdiğine şahit olmaktayız.
Korona sürecinde YTB’nin nasıl faaliyetleri var? Bu süreçte ABD’de yürüttüğü çalışmalar olduğunu biliyoruz. Biraz detaylandırabilir misiniz?
YTB, Koronavirüs ile mücadele sürecinde ilk önce harekete geçen kurumlardan oldu diyebiliriz. Bu noktada iki aşamalı bir faaliyet takvimi söz konusu oldu. İlk aşamada çalışmalarımız daha çok moral, motivasyon arttırıcı ve hem diasporamıza hem de soydaş ve akraba topluluklarımıza yönelik evde kalma çağrıları içeren şekildeydi. Bu kapsamda dijital mecralara ağırlık verdik. Dijital mecralarda diasporamızın ve soydaş & akraba coğrafyamızın ünlü isimleri, sanatçıları konserler verdi, evde kalma çağrıları yaptı. Yine diasporamıza yönelik olarak uzman hukukçularımız tarafından Pandemi sürecinde vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerdeki haklarına dair bilgilendirmeler yapıldı. Uluslararası öğrencilerimizden, diasporamızdan, gönül coğrafyamızdan Pandemi’ye karşı çok güzel bilgilendirici ve uyarıcı video akışları oldu. Keza diasporamıza, soydaş & akraba coğrafyalarımıza ve uluslararası öğrencilerimize yönelik eğitimlerimizi, faaliyetlerimizi dijital yayın organlarına kaydırdık. Online Türkçe Saati Dersleri, Online Yazarlık Akademisi, Online Seminerler bunlardan bazı örnekler. YTB Youtube ve sosyal medya hesapları aracılığıyla deyim yerindeyse bir kanal gibi tüm görev alanlarımıza hitap eden günlük yayın akışları paylaşıyoruz
İkinci aşamada ise Pandemi ile mücadele kapsamında baktık ki yurt dışındaki Türk diasporası bulundukları ülkelerde çok güzel toplumsal dayanışma örnekleri veriyor. İhtiyaç sahiplerine gıda paketleri dağıtıyorlar, maske ve önlük üretimi yapıyorlar, hastanelerde sağlık çalışanlarını ziyaret ediyorlar, yaşlıların ihtiyaçlarını ulaştırıyorlar vs. Biz de YTB olarak bu güzel çalışmalara destek olmak için ‘‘COVID19 İşbirliği ve Destek Programı’’mızı hayata geçirdik. Bu iş birliği ve destek programımızla ABD, Almanya, İngiltere, İtalya, İsviçre ve birçok yerde az önce saydığım faaliyetlerden çok çok güzel örnekler devam ettiriliyor. COVID19 İşbirliği ve Destek Programımızla şu ana dek 15 farklı ülkede 64 STK’mız ile yine 64 projeyi hayata geçirdik hamdolsun. ABD’de de bu faaliyetlerimizi birçok STK’mızla beraber titizlikle sürdürüyoruz. Bu kapsamda şu ana kadar yaklaşık 2 bin 500 ailemize gıda destek paketlerimizle ulaştık. Bu sayı önümüzdeki günlerde artacak inşallah.
ABD korona sürecinde en fazla etkilenen ülkelerden oldu. Buradaki vatandaşlarımıza neler söylemek istersiniz?
ABD diasporamızın bulunduğu önemli ülkelerden. Yaklaşık 500 bin vatandaşımız burada yaşıyor. Dolayısıyla buradaki süreci bizler de YTB olarak yakından takip ediyoruz. Maalesef tüm dünyayı etkileyen COVID19 sürecinden ABD çok fazla etkilendi. Malumunuz Türkiye’nin de ABD’ye yönelik tıbbi destekleri oldu. Bizler de YTB olarak ilgili uzmanlarımız aracılığıyla ABD’deki vatandaşlarımızın durumunu yakinen takip ediyoruz, yanlarındayız!İletişimimizi devam ettiriyoruz. Talepleri oldukça ya karşılıyoruz ya da ilgili kurumlarımızı haberdar edip; hızlı bir koordinasyon süreci yürütüyoruz. Tabi diğer ülkelerde olduğu gibi ABD için de şu geçerli: Neticede vatandaşlarımız burada yaşıyorlar. Dolayısıyla bulundukları ülkelerdeki uyarı ve önlemlere muhakkak eksiksiz riayet etmeleri lazım. Bizler de her zaman ihtiyaç duyabileceği noktalarda gerekli destek için hazırız.
Az önce de bahsettiğim gibi COVID19 İşbirliği ve Destek Programımızla şu ana dek 15 farklı ülkede 64 STK’mız ile yine 64 projeyi hayata geçirdik. 150 bin insana ulaştık. Gıda ve hijyen destek kolilerinin yanında STK’larımıza sunduğumuz katkılarla üretilen 80 bin maske de güçlü bir şekilde ortaya koyduğumuz toplumsal dayanışmanın önemli çıktılarından oldu. ABD’de de bu kapsamda STK’larımızın büyük çoğunluğuyla beraber gıda, hijyen ve Ramazan paketi desteklerimizle yaklaşık 2 bin 500 ailemize ulaştık. Bu sayı artacak inşallah.
COVID süreci dışında ABD’deki diasporamıza yönelik çalışmalarımızı da çok çeşitli alanlarda sürdürüyoruz. Haftasonu Okulu Projelerine verdiğimiz desteklerle buradaki gençlerimizin Türkçe ve Türk kültürü dersleri almasına imkân sunuyoruz. Gençlerimizin ana vatan ile olan aidiyet bağlarını koruması amacını da taşıyan Genç Liderler programımızdan ABD’deki gençlerimiz de istifade ediyor. Bunların yanında Washington, New York ve Rochester’da olmak üzere kurmuş olduğumuz 3 Anadolu Okuma Evi Kütüphanesi vatandaşlarımızın hizmetine sunuldu. ABD’deki STK’larımıza yönelik proje desteklerimiz var. Çocuklarımızın ilgiyle izlediği çizgi kahramanlar olan Rafadan Tayfa’yı ABD’nin 7 farklı noktasında binlerce vatandaşımızın ilgisine sunduk. Geçen yıl ABD’deki Türk Günü faaliyetlerine destek verdik. Sadece Türk diasporasına yönelik değil ABD’deki kardeş diasporalara yönelik de çalışmalarımız oluyor. Nitekim son olarak geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de TASC iş birliğiyle düzenlediğimiz Türk, Soydaş ve Müslüman Toplumuyla Buluşma Programı’nda binlerle bir araya geldiler.
Türkiye’nin korona sürecinde hem içeride hem uluslararası arenada hem de diasporada örnek işlere imza attığını görüyoruz. Türkiye’nin ortaya koyduğu bu tutum hakkında değerlendirmeleriniz neler?
Türkiye’nin COVID19 ile mücadelede ortaya koyduğu başarılı örneklerle uluslararası dayanışmanın en güzel ve en güçlü örneğini verdiğini net olarak söyleyebiliriz. Bu noktada şunu da rahatlıkla belirtebiliriz ki Türk diasporası da bulundukları ülkelerde toplumsal dayanışmanın en güçlü ve en güzel örneğini veriyor. COVID19 süreci hayatımızı her alanda etkilediği gibi uluslararası arenada da birçok ezberi bozdu. Bu süreçte kurumsal kapasitesiyle ve toplumsal dayanışma ruhuyla süreci yöneten ülkeler pozitif ayrışacak. Türkiye hem kurumsal kapasitesi hem de toplumsal dayanışma ruhuyla yıldızını parlatan ülkelerin en başında geliyor. Yine bir hususu daha vurgulamak gerekiyor: Türkiye dünyanın dört bir tarafına gönderdiği desteklerle küresel vicdanın sesi olduğunu da bir kez daha göstermiş oldu.
YTB bu yıl 10. yılını kutluyor. YTB’nin 10. yılına dair paylaşmak istediğiniz hususlar var mıdır?
Türkiye’nin son 18 yılda ortaya koyduğu girişimci ve insani dış politika anlayışının tezahür ettiği önemli kurumlardan olan YTB, 10 yıllık genç bir kurum olmasına rağmen geçirmiş olduğu süre zarfında hem diasporamıza hem de gönül coğrafyamıza yönelik çok nitelikli çalışmalar yürüttü. YTB, dün olduğu gibi 10.yılında ve sonrasında da inşallah hızlı hareket eden, görev alanlarında önemli çalışmalara imza atan ve Türkiye’ye değer katan faaliyetler üreten yapısını daha güçlü ve daha etkili bir şekilde sürdürecektir. Bu doğrultuda ‘‘Dünyanın Neresinde Bir Vatandaşımız Varsa Biz Oradayız’’ ve ‘‘Biz Birlikte Güçlüyüz’’ demeye devam ederken ‘‘Türkiye Türkiye’den Büyüktür’’ mottosunu da gururla yaymaya devam edeceğiz inşallah.
Bu arada 10. yılımıza dair özel bir sürprizimiz oldu. Diasporamızdan gönül coğrafyamıza zengin bir içerikle oluşturduğumuz MEMLEKETİM Dergisi’ni yazın dünyamıza kazandırdık. YTB’nin 10. yılına atıfla ilk sayısında “Güçlü Diaspora Güçlü Türkiye” başlığıyla okuyucularına merhaba dedi MEMLEKETİM Dergisi. Bunun yanında ilim ve medeniyetimiz ile kültür ve sanat dünyamızdan şehir ve mimarimize keyifli ve bilgilendirici bir içerik sunuyor. İnşallah 3 ayda bir diasporamızla ve gönül coğrafyamızla buluşacak. Dijital mecraya da açtık dergimizi. Dileyenler http://ytb.gov.tr/edergi uzantısından e-Dergiye ulaşabilir.
Malumunuz Ramazan ayı içerisindeyiz. ABD başta olmak üzere Türk diasporasına bir mesajınız olur mu?
Maalesef COVID19’dan ötürü mübarek Ramazan-ı Şerif’i buruk karşıladık. İnşallah en kısa sürede hep beraber bu süreci sağlıkla atlatırız ve yine hep beraber hem programlarımızda ve Ramazanlarda hem de bayramlarda buluşup, kucaklaşırız. ABD’deki ve dünyanın diğer ülkelerindeki diasporamızın mübarek Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyor, Ramazan’ın bereketinden ve hayrından cümle insanlığın nasiplenmesini Rabbim’den diliyorum. Son olarak COVID19’a karşı önlemlerimizi eksik almaya devam edelim lütfen diyorum. Forum USA ailesine de vatandaşlarımıza ulaşmak adına sunduğu bu güzel fırsattan dolayı teşekkür ediyor, kıymetli çalışmalarında başarılar diliyorum.