Yine bir yılı daha bitirmek üzereyiz, 2019 stratejik planınız ne durumda? Bitirmek üzere misiniz yoksa daha başlamadınız mı?
“Biliyorsunuz Amerika’da herşey farklı! Daha önce yazmıştım. Burada işimizi yürütürken arkamızdan atlı kovalamıyor. Oturup enine boyuna düşünmek için imkanımız var. Bu bir. Bunu bir aklınızda tutun şimdi.
Diğer taraftan, Amerikalılar da aslında çoğunlukla başarılı değil. İyi strateji yapabilselerdi bu kadar işletme her sene batmazdı. İstatistikleri sık sık verdim, geçmişte, kurulan işletmelerin %80’i ilk 5 yılda batıyor. Ama neden?
Yvez Doz ve Mikko Kosonen, “Fast Strategy” (Çevik Strateji) adlı kitaplarında derler ki: “Çevik olmak deyince genelde insanın zihnine uyanıklık ve esneklikle ilgili görüntüler gelir, halbuki stratejik olmak deyince güçlü olmak ama hantal ve dolayısıyla yavaş olmak anlaşılır.” Sonra sorarlar: “Peki, firmalar nasıl hem stratejik hem de çevik olabilirler? Böyle firmalarda stratejik kararlardaki çeviklik nereden gelir?”
Sonra kitap boyunca şirketlere işbirliği, iç sezgi, iletişimde hassaslık, akıcılık, duygulara önem verme gibi becerileri geliştirmelerini öğütlerler. Bu iki. Bunu da aklınızda tutun.
Yazılarımda “Business is a team sport” (şirket işi bir takım sporudur) tanımının üzerinde çok sık durduğumu farketmişsinizdir. Takımların Beş İşlev Bozukluğu (Five Disfunctions of a Team) adlı kitabında Pat Lencioni diyor ki: “Eğer bir organizasyondaki tüm insanların aynı yönde kürek çekmesi sağlanabilirse, her türlü ekonomik ortamda, her türlü rakiplere karşı her sektöde lider olabilirsiniz.”
“Ama” diyor Pat, “güçlü bir takım kurmak bazı davranış biçimleri gerektirir ki, bu da basit olmasına rağmen başarılı bir takım çalışmasını gerçekleştirmeyi zor kılan şeydir.”
O da Yvez Doz ve Mikko Kosonen ile benzer becerileri öğütlüyor, yalnız bir takımda bulunması gereken ilk özelliğin “vulnerability” yani “savunmasızlık” diğer deyişle eleştiriye açıklık, hatasının ortaya çıkmasından korkmama olduğunu belirtiyor. Evet biliyorum, bu çok zor. İnsanız! Zor ama bir taraftan da bunun doğru olduğunu aklınız biliyor değil mi? Bu da üç.
Şimdi bu üç noktayı birleştirelim. Amerika bize stratejik düşünmek için imkan tanıyan bir yer. Şirket bir takım oyunu ve çevik bir şekilde strateji kurabilmek ve uygulayabilmek için işbirliği, iletişimde hassaslık gibi takım çalışmasını güçlendiren yönlerimizi geliştirmeliyiz ve bunun en başında da eleştiriye açıklık geliyor.
Bütün bu söylediklerimi nereye bağlamak istiyorum diye merak ediyorsunuz. Demem o ki, 2019’u daha iyi geçirebilmek aklınızdaki soruları bir kağıda yazın ve birilerine danışın! Bazı soruların cevaplarını bilemiyor olabileceğinizi kabul edin, it’s ok! Danışın. Soru sorun, hem de çok soru. Cevaba ulaşana dek. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp.
Ne demiştim daha önce – Birçok büyük Amerikan girişimcisinin istisnasız en çarpıcı ortak özelliği, sonsuz bir kendini geliştirme tutkusu. Herşeyi bilmediklerini aleni olarak belirtmekten çekinmemeleri. Hatta Steve Jobs’ın ünlü sözüdür: “Zeki insanları işe alıp sonra onlara ne yapacaklarını söylemek mantıklı gelmiyor. Biz zeki insanları işe alırız ki onlar bize ne yapacağımızı söylesinler.”
Kime soracaksınız? Mesela bana sorabilirsiniz!!! Beni de takımınızın bir parçası olarak görebilirsiniz. İleriye gitmenize yardım edecek herkes gibi.
Email adresim: subulut1@gmail.com
2019’da daha başarılı olmak için şirket yönetimi, strateji kurma, hedef belirleme, çalışanlar, satışlar, aklınıza gelen herşeyi bana sorabilirsiniz. Bu köşede isim belirtmeden sorularınızı ve cevapları paylaşabilirim. Herkes faydalanmış olur. Alın size takım çalışmasının bir faydası daha…
Happy Thanksgiving!